Mobil Oto Servis Blog

Her otomobilde olduğu gibi bu Cooper otomobillerinin de ilginç bir hikâyesi var. Aslında bu yazımızda sizlere bu tarz küçük otomobillerin çıkış kaynağından bahsetmek istiyoruz. Özellikle 1950 li yıllarda Süveyş kanalından geçen petrol gemilerine ve tanklarına karşı ciddi bir boykot vardı. Hatta çoğu ülkenin gemiler bu kanaldan geçemezdi. O dönemlerde otomobilin enerji kaynağı günümüzde de olduğu gibi akaryakıtlardı ve bir şekilde petrol bulmak gerekiyordu… İşte Mini Cooper otomobillerinin ilginç hikayesi!

 Mısır’ın koymuş olduğu petrol ambargosuna karşı koymak isteyen ülkeler küçük motorlu, küçük karoserli otomobiller üretmeye başladılar.

Daha sonraları İngiltere her otomobil kullanıcısı için tıpkı eskiden ekmek alırken ülkemizde uygulanan karne sistemi devreye girdi. Her otomobil sürücüsü ayda sadece 4 galon yakıt harcayabiliyordu. Fazlasını isteyenler özel izinlerle bu yakıtları alabiliyordu.

Bu otomobillerin 1 galonla mil gidebilmesi gerekiyordu. Bu tarz otomobillerin olması yakıtın daha verimli kullanılmasını sağlayacaktı. Bu tarz otomobil üretme araştırmalarının ilk meyvesi İsetta tarzında üretilen tek kişilik otomobillerdi. Bu otomobillerde motosiklet motoru kullanılması otomobillerin inanılmaz verimli olmasını sağlamıştı.

İngilizlerin otomobilleri tek kişilik olmamalıydı. British Motor Company başkanı Leonard Lord, böyle bir otomobilin hem dikkat çekici hem de ekonomik olması gerekliliğini vurguladı ve o yıllarda verdiği talimat neticesinde Morris Mini Minor ve Austin Seven’in üretimine başlandı.

 İki otomobilde önden çekişli olarak tasarlanmıştı. Yani günümüzdeki gibi birçok otomobilin arkadan itiş sistemine sahip değildi. Ayrıca şanzıman olarak, manuel bir şanzıman tercih edilmişti. Sürüş daha zor ama eğlenceliydi.

Maksimum hızı 124 km olan otomobillerin yakıt tüketimleri de istenilen seviyelerdeydi. O zamanlar fazla değerli olmasa bile şimdilerde bu tarz bir Cooper almanın bedeli sanırız yüzbinlerce dolara eşdeğerdir.

Moris Mini Minor ve Austin Seven’de kullanılan motorlar o zamanların sürüş dinamiklerini karşılayabilen motorlardır. En önemlisi de; yakıt tüketiminin sınırlı olduğu o dönemde düşük değerlere sahip olmasıydı. 34 beygirlik bir motor ve ortalama 75Nm tork!

Günümüzde hala bu tarz otomobillerin bulunması, o zamanlar ne kadar sağlam bir karoser tasarımı yapıldığının da kanıtı! Hala diri ve hala sağlan olan bu efsane klasikler özellikle İngiltere’de çok fazla değer görüyor.