1929 yılında Alfa Romeo’nun yarış takımı olarak kurulan Ferrari markası günümüzde dünyanın en prestijli spor otomobil üreticilerinden birisi olmuştur. Kişiselleştirilebilen tüm Ferrari modelleri aynı zamanda dünyanın en güçlü motorlarının da sahiplerindendir. İtalya’nın Modena şehrinde kurulan Ferrari fabrikası gerek görüntüsüyle gerekse çalışma şekliyle çok farklı bir anlayışa sahiptir. Öyle ki fabrikanın içinde botanik bahçesinden küçük süs havuzlarına kadar her şey düşünülmüş durumda. Ayrıca otomobilin hemen hemen her parçasından el işçiliği görmek mümkün.

Ferrari fabrikasının tasarımı bile markanın ne kadar özel bir tarza sahip olduğunu kanıtlar gibi.

Tüm Ferrari modelleri sağlı sollu dizilmiş olan bu bantlardan geçiyor.

Elektronik parçaların birleştirilmesi ve kablolama işlemleri bu bantlarda yapılıyor.

Montajı tamamlanan bir çok parça montaj bölümünden işi bittikten sonra bir sonraki aşamasına geçiyor.

Daha sonra kaporta aksamında bazı işlemler için kaporta atölyesi bölümüne geliniyor.

Ardından bazı izolasyon malzemeleri ve ses yalıtım parçaları takılarak bu bölümdeki işlemler sonlandırılıyor.

Ferrari’nin motor üretim ve test aşaması başlı başına bir araştırma konusu olabilecek kadar detaylı.

Ferrari yemekhanesi bile son derece özel bir tasarıma sahip. Televizyondan, bankamatiklere, oyun konsollarından, sohpet bölümlerine kadar her şey düşünülmüş.

Bu aşamada ise bazı testler gerçekleştiriliyor. Bazı elektronik aksamların doğru çalışıp çalışmadığı denetleniyor.

Kaporta aksamındaki pürüzler kontrol ediliyor ve raporlama yapılıyor. Tüm bunlar konusunda uzman mühendislerce gerçekleştiriliyor.

Motor testi bittikten sonra son parçaların montajı bu bantlarda gerçekleştiriliyor.

Sonunda da size rüya gibi bir Ferrari ortaya çıkıyor. Tabi yeterli paranız varsa rüya olmaktan ileri gidebilir.

Yağlarımız Erisin: Test sürüşünde Ferrari ile kaza yapan arkadaş.